Krafit Ki-20 İmplant Mikromotoru ve Fizyodispenser

Krafit Ki-20 model mikromotor ve fizyodispenser cihazı, diş hekimliğinde implantoloji ve cerrahi müdahalelerde yüksek hassasiyet ve kontrol sağlamak üzere geliştirilmiş bir dental ekipmandır. Bu ünitede entegre edilen döner sistem, implant yerleştirme süreçlerinde gerekli tork kontrolü sunarken, fizyodispenser fonksiyonu ise apikal kontrol gerektiren işlemlerde sıvı uygulamasını hassas bir şekilde yönetir. Cihazın biyo-uyumluluk açısından uygun malzemelerden üretilmiş olması, klinik kullanımda bakteriyolojik güvenlik ve uzun ömürlülük sağlamaktadır.

Teknik Özellikler

• Döner Sistem Performansı: Yüksek tork ve kontrollü hız ayarı ile implant yerleştirme ve hassas cerrahi uygulamalarda destek sağlar.
• Fizyodispenser Özelliği: Hassas sıvı uygulaması, kanal genişletme ve apex kontrolü gibi işlemler için uygundur.
• Hassas Kontrol Mekanizması: Elektronik ayarlanabilir hız ve tork ayarları, endodontik ve cerrahi prosedürlerin başarısını etkileyen önemli bir faktördür.
• Malzeme ve Yapı: Cihazın üretiminde kullanılan yüksek kaliteli materyaller, uzun süren kullanımda dahi performans kaybını önlemeye yöneliktir.
• Ergonomi ve Kullanım: Kompakt ve hafif tasarımı, diş hekimlerinin cihazı kolaylıkla kontrol etmelerine olanak verir.

Kullanım Alanları

• İmplantoloji uygulamalarında implant yerleştirme işlemleri
• Endodontik prosedürlerde kanal genişletme ve şekillendirme
• Apex tespiti ve kontrollü irrigasyon işlemleri
• Cerrahi müdahalelerde hassas ve kontrollü mikromotor kullanımı

Marka itibariyle Krafit tarafından geliştirilen bu mikromotor ve fizyodispenser kombinasyonu, dental cerrahi ve endodonti alanlarında kullanılan cihaz kategorisinde yer almaktadır. Diş hekimlerinin ihtiyaç duyduğu teknik özellikleri karşılayacak şekilde yapılandırılan bu sistem, özellikle implant yerleştirme sürecinde ve kanal içi uygulamalarda operasyonel hassasiyet sunar. Ürün içindeki elektronik kontroller sayesinde hem tork hem de hız açısından düzenli parametre takibi mümkün olmaktadır, bu da klinik sonuçların tutarlılığını artırabilir.