GC Dental G-aenial ACHORD Layering Kit Syringe

GC Dental G-aenial ACHORD Layering Kit Syringe, restoratif diş hekimliğinde kullanılan kompozit rezin materyaller arasında yer alır. Bu ürün, estetik restorasyonlarda katmanlama tekniğiyle dentin ve emaye simülasyonları sağlamak üzere geliştirilmiş bir sistemdir. G-aenial ACHORD, yüksek moleküler ağırlıklı monomerler ve düşük büzülme özelliklerine sahip materyaller içermesi nedeniyle, polimerizasyon sonrası boyutsal stabiliteyi destekler. Ayrıca, mikrofillerin uygun dağılımı sayesinde homojen ve dayanıklı bir yapı oluşturur.

Teknik Özellikler

• Materyal Kompozisyonu: Yüksek kaliteli mikrofiller ve nanofiller bileşimi, optimum dayanıklılık ve parlatılabilirlik sağlar.
• Polimerizasyon: Işıkla sertleşen (LED ve halojen ışık kaynaklarına uyumlu) yapısı sayesinde kontrollü sertleşme süresi.
• Büzülme Oranı: Düşük büzülme profili, pulpa basıncını ve mikro sızıntıyı minimize eder.
• Biyo-uyumluluk: Klinik kullanım için biyolojik olarak inert ve toksik olmayan komponentler içerir.
• Uygun Viskozite: Katmanlama işlemi sırasında kolay uygulanabilirlik ve şekillendirilebilirlik sağlar.
• Kullanım Ambalajı: İğne uçlu şırınga tasarımı, materyalin kontrollü ve hijyenik dozajlanmasına olanak verir.

Kullanım Alanları

• Direkt anterior ve posterior restorasyonlarda katmanlama tekniği ile dentin-emaye yapı simülasyonu.
• Estetik kompozit dolgular için hafif ve orta yoğunlukta materyal gerektiren uygulamalar.
• Estetik restoratif işlem sırasında renk geçişlerinin ve opasitelerin kontrol edilmesi.
• Restoratif dental işlemlerde yüksek dayanıklılık ve rötuş gerektiren durumlar.
• Hassas modifikasyon ve şekillendirme ile pulpa dokusuna yakın yüzeylerin analitik restorasyonu.

GC Dental G-aenial ACHORD Layering Kit Syringe, özellikle katmanlama yöntemiyle uygulanması amaçlanan kompozit rezin çalışmalarında kullanılan, yüksek performanslı dental malzemedir. Marka ve kategori itibariyle restoratif diş hekimliği alanında yer alan bu ürün, dental kompozitlerin polimerizasyon fizyolojisi ve biyo-uyumluluğu gibi klinik kriterler göz önünde bulundurularak geliştirilmiştir. Bu sayede hem fiziksel dayanıklılık hem de estetik beklentilerin karşılanması hedeflenir.